IV. Murad
Osmanlı Padişahı
IV. Murad (Osmanlı Türkçesi: مراد رابع Murād-i rābi‘) (27 Temmuz 1612, İstanbul – 8 Şubat 1640, İstanbul), 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan (Erivan) ve Bağdat fatihidir. IV. Murad İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi II. Osman'ın Yedikule zindanlarında bir grup isyancı tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. Akli dengesi bozuk olan amcası I. Mustafa'nın yerine 11 yaşındaki IV. Murad padişah yapıldı.
Osmanlı Padişahı II. Osman'ın tahttan indirilerek öldürülmesi üzerine yerine akli dengesi bozuk olan I. Mustafa tekrar tahta çıkarılmıştı. I. Mustafa akli dengesindeki bozukluktan ötürü devleti yönetemeyecek bir durumda olması nedeniyle alınan karar gereği tahttan indirildi. Yerine ise 10 Eylül 1623 tarihinde tahta oturtulan IV. Murad geçti. Ebu Eyyûb el-Ensarî Türbesi’nde Aziz Mahmud Hüdayi’nin elinden kılıç kuşanan IV. Murad, tahta çıktığında sünnetsiz olduğu için cülûsunun 5. günü sünnet edildi. Çeşitli olumsuz olaylar sebebiyle kargaşa dolu bir ortamın olduğu dönemde tahta çıktı. Osmanlı'da can ve mal güvenliği neredeyse kalmamış ve hazine tükenme noktasına gelmişti. Çözülmesi gereken en önemli iç ve dış meseleler arasında Abaza Paşa isyanı ve Bağdat’ın Safevilerden geri alınması konusu önde geliyordu. IV. Murad'ın henüz çocuk yaşta olması ve tecrübesizliğinden dolayı devlet yönetiminde Sadrazam Kemankeş Kara Ali Paşa kısa bir dönem öne çıktıysa da sorunları çözme noktasında yetersiz kaldı. IV. Murad'ın saltanatının ilk 9 yılı annesinin kontrolü altında geçti.
II. Osman'ın öldürülmesi üzerine bulunduğu yerlerdeki yeniçerileri öldürterek cezalandırmaya başlayan Abaza Paşa, IV. Murad devrinin de önemli bir sorunuydu. I. Mustafa'nın ikinci padişahlığı devrinde ayaklanan yeniçeri düşmanı Abaza Paşa durdurulmak isteniyordu. Yeniçeriler diz kapağındaki yanık üzerinden tanınmaya çalışılınca ilgisiz halk da yeniçeri oldukları iddiasıyla Abaza Paşa'nın adamlarınca öldürülüyordu. Ele geçirilen yeniçerilerin boyunlarını vurduran Abaza Paşa, 1626'da Dişlenk Hüseyin Paşa'yı da öldürttü. Esir aldığı yayabaşı ve bölükbaşılarından ise dördünü dörder parça ettirip Erzurum Kalesi burçlarına astırdı. Abaza Paşa sorunu ile meşgul olan Halil Paşa bu hususta bir başarı elde edemeyince 1628 yılında IV. Murad tarafından görevden alındı. Bu sırada Abaza Paşa'nın iki adamı İstanbul'da yakalanınca IV. Murad'ın emri üzerine oyulan omuz başlarına mumlar dikilip çarmıha gerilerek binek hayvanları üzerinde İstanbul sokaklarında teşhir edildiler. Sonrasında ise birinin başı kesildi, diğeri de çengele vurularak öldürüldü. Yeni sadrazam Hüsrev Paşa'nın 1628'de düzenlediği sefer neticesinde teslim olan Abaza Paşa, IV. Murad tarafından yine de bağışlandı ve Bosna beylerbeyliğine atandı. Böylelikle Osmanlı için yıllardır sorun olan bir meseleye son verilmiş olundu.